2025 Yılının 5 Yeni  Arkeoloji Gelişmesi

1- Kelt Erkekleri, Evlerinden Ayrılarak Eşlerinin Ailelerine Katılıyordu

Yeni çalışma, Kelt Britanya’sında kadınların rolünü vurguluyor ve çoğu toplumun ataerkil olduğu varsayımına meydan okuyor.

Araştırma ekibi, genetik kanıtların ve modellemelerin, Dorset’teki Demir Çağı topluluğunun matrilokal olduğunu, yani kadınların yerlerinde kaldığını ve erkeklerin onlara katılmak için taşındığını gösterdiğini söylüyor. C: Bournemouth Üniversitesi

Yeni bir araştırma, Kelt Britanya’sında kadınların önemli bir role sahip olduğunu ve erkeklerin eşlerinin ailelerine taşındığını ortaya çıkardı. Bu uygulama, “matrilokalite” olarak adlandırılıyor ve kadınların toplum üzerindeki etkisine dair yeni bir bakış sunuyor. Dorset’teki Demir Çağı mezarlarında yapılan DNA analizleri, aynı mitokondriyal DNA’yı paylaşan bireylerin bir kadının soyundan geldiğini ortaya koydu. Kadınların olduğu yerde kaldığı, erkeklerin ise onların gruplarına katıldığı anlaşıldı. O dönemdeki kadınların gücüne dair bu keşif, Kelt topluluklarının dinamiklerini yeniden düşünmemizi sağlıyor.

2- Mısır’da Firavun Doktorunun 4.100 Yıllık Mezarı Keşfedildi

Mezarda bulunan ve doktorun kimliğini ortaya koyan hiyeroglif yazı. C: Egyptian Ministry of Tourism and Antiquities

Mısır’daki Sakkara’da çalışan arkeologlar, 4.100 yıl öncesine tarihlenen ve bir doktorun gömüldüğü mezarı ortaya çıkardı.

Yapılan keşifte, mezarın “firavunu bizzat tedavi eden” bir doktora, Teti Neb Fu’ya ait olduğu belirlendi. Mezarın içindeki eserler yağmalanmış olsa da arkeologlar, doktorun pozisyonunu tanımlayan ve tıbbi tedavilerinde kullanılmış olabilecek çeşitli nesneleri betimleyen duvar resimlerini ve hiyeroglif yazıtları incelemeyi başardı. Doktor, akreplerle ilişkilendirilen ve onların sokmalarından koruma sağladığına inanılan tanrıça Serqet’in (Serket ya da Selket olarak da yazılır) “büyücüsü” unvanını taşıyordu. Bu unvan, onun zehirli ısırıklarda uzman olduğu anlamına geliyor. Yazıtlar ayrıca doktorun “tıbbi bitkilerin yöneticisi” olduğunu da belirtiyor. Buna ek olarak, yazıtlarda Teti Neb Fu’nun “baş diş hekimi” unvanını taşıdığı da belirtiliyor ki bu da nadiren karşılaşılan bir unvan.

3- Büyük İskender’in Perslerle Savaştığı Alan Çanakkale’de Bulundu

Büyük İskender’in Granikos Savaşı’ndan önce kamp kurduğu son yer olan Hermaion kentinin kalıntıları.

Araştırmacılar, Büyük İskender’in Pers İmparatorluğu’na karşı yaptığı ünlü Granikos Savaşı’nın yerini bulmuş olabileceklerini düşünüyor.

Prof. Dr. Reyhan Körpe ve ekibi, Büyük İskender’in Pers İmparatorluğu’na karşı kazandığı Granikos Savaşı’nın gerçekleştiği alanı Çanakkale’nin Biga ilçesi yakınlarında tespit etmiş olabilir! MÖ 334 yılında, Biga Çayı kıyısında yaşanan bu savaş, İskender’in “Büyük” sıfatını almasını sağlayan en önemli zaferlerden biri olarak kabul ediliyor. Bu zafer, sadece İskender’in hayatında değil, dünya tarihinde de bir dönüm noktası. Kazılar ve jeomorfolojik analizler, antik kayıtlarla uyumlu olarak savaş alanını yeniden haritalandırmayı başardı.

4- Pompeii’de Bir Villanın İçinde Özel Hamam Kompleksi Bulundu

Bu ev hamamı, Pompeii’de keşfedilen en büyüklerden biri. C: SV_Pap_Pompeii/Pompeii archaeological park

Pompeii’de ortaya çıkarılan özel hamam, sahibinin sosyal statüsünü göstermek ve hatta seçimlerde adaylığını desteklemek için kullanılmıştı.

Bu hamam kompleksi, MS 79’da Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla yok olan şehrin zengin bir bölgesi olan Regio IX’taki Via di Nola üzerinde yer alan bir evin kazıları sırasında ortaya çıkarıldı. Kompleks, geçen yıl ortaya çıkarılan ve Troya Savaşı’ndan esinlenen karakterlerin tasvir edildiği fresklerle süslü muhteşem bir ziyafet odasına bağlıydı. Bu bağlantı, uzmanların, Pompeii’nin elit kesiminden birine ait olduğu düşünülen bu evin, sahibinin sosyal statüsünü göstermek ve hatta seçimlerde adaylığını desteklemek için kullanıldığı sonucuna varmasına neden oldu.

5- Efes’teki Kafatasının, Kleopatra’nın Kardeşi Olmadığı Ortaya Çıktı

Daha sonra çıkan birinci küçük azı dişi (premolar) yanak tarafındaki çıkıntısında belirgin aşınma gösterirken, birinci azı dişi (molar) hiçbir kullanım izi göstermiyor. Ayrıca, küçük azı dişinin dil tarafına doğru eğimli konumuna da dikkat edin. C: Gerhard W. Weber et al. 2025.

Efes Antik Kenti’nde bulunan ve ünlü Kleopatra’nın kız kardeşi olduğu düşünülen kafatasının, bir erkek çocuğa ait olduğu ortaya çıktı.

Disiplinlerarası bir araştırma ekibi, 1929’da Efes’in kalıntılarında bulunan bir kafatasını analiz etti. Bu kafatasının, ünlü Kleopatra’nın kız kardeşi IV. Arsione’ye ait olabileceği uzun yıllardır spekülasyon konusu olmuştu. Ancak son antropolojik analizler, kalıntıların patolojik gelişim bozuklukları yaşayan 11-14 yaşları arasında bir erkek çocuğa ait olduğunu ortaya koydu. Genetik analizler, çocuğun İtalya veya Sardinya kökenli olduğunu işaret ediyor.

Kaynak;https://arkeofili.com/2025-ocak-ayinda-one-cikan-10-arkeoloji-haberi/

  • Related Posts

    Derinkuyu’da Cüceler Mi Yaşadı?

    Kapadokya bölgesinde bulunan ve 1963 yılında tesadüfen keşfedilen Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin hikayesini ve…

    NASA Uzayda Yaşam İzi Peşinde

    NASA, uzayın en detaylı ve renkli üç boyutlu haritasını oluşturmak için yeni bir…

    Bir yanıt yazın