Yaşadığımız bölgenin tarihi antik çağlara kadar dayanmaktadır. Bu süre zarfında bu bölgede bir çok olay yaşanmış ve bu olaylar dilden dile aktarılarak efsaneleşmistir. Hristiyanlık dininin ortodoksluk mezhebinin kurucuları olarak kabul edilen Nissalı Gregor, Nenezili( Bekarlar)Gregor ve Aziz Basileios’un bölgemizde doğup yaşaması bölgemizi Hristiyanlık açısından önemli hale getirmiştir. Bir çok inanç ritüel bölgemizden tüm dünyaya yayılmıştır. Bunlardan bir tanesini anlatalım:
Hristiyanlık dininde yılbaşı çöreği diye bir adet vardır. Sonradan bu çöreklerin içine altın koyma adeti başlamıştır. Amaç bir yıl boyunca şans getirdiğine inanılmasıdır. Bu adetin tüm hristiyanlığa köyümüz SUVERMEZ’den yayılmıştır.
Bir zamanlar, Romaİmparatorluğu’nun Kapadokya valisi (mutasarıf) yöreyi yağma etme niyetiyle işgal eder. O tarihler Aziz Vasilios’un piskoposluğu dönemidir. Piskopos, köylüler arasından, bölgenin zenginlerini toplayarak, altınları, ziynet eşyalarını, genelde değerli olan her şeylerini istilaya gelen işgalciye “haraç” olarak teslim etmek üzere getirmelerini ister.
Bu girişiminin sonucunda başarılı da olur. Gerçekten de, birçok değerli eşya toplanır. Ancak, teslimat sırası geldiğinde vali (mutasarıf) tutumunu değiştirip, yağmadan vazgeçer. İnanışa göre, ya pişman olur ya da mucizevi olarak, Aziz Merkurios çok sayıda melek refakinde valinin ordusunu kentten uzaklaştırır. Köy böylece büyük bir felaketten kurtulur.
Lakin hangi mücevherin kime ait olduğunu bilemeyen Piskopos, ertesi gün para ve mücevherlerin içlerine yerleştirdiği küçük çöreklerin yapılmasını emreder ve ibadet günü köyün sakinlerine mücevher içeren çörekleri dağıtır.
Günümüze kadar ulaşan, yılbaşı akşamı kesilen yılbaşı çöreğinin içine altın yerleştirme geleneğinin de temeli böylece atılmış olur.
Kaynak: Annesi 1915 yılında Suvermez’de doğan yazar Elisavet Haritonidou Kovi